20 Soruda Çözümlü KPSS Türkçe Denemesi #6
Tebrikler - 20 Soruda Çözümlü KPSS Türkçe Denemesi #6 adlı sınavı başarıyla tamamladınız. %%TOTAL%% soruda toplam %%SCORE%% doğru cevap verdiniz. Hakkınızdaki düşüncemiz ''%%RATING%%'' Diğer denemelere bakmak için tıklayınız.
Yanıtlarınız aşağıda gösterilmiştir.
Soru 1 |
Eleştiri, eleştiridiğinde eleştiriye açılanlar da eleştiriye yakışmak zorundadır. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene en yakındır?
Eleştirmen ele aldığı ürüne yakışmalı, bunu yazınsal bir dille yapmalıdır | |
Eser seçkin bir anlatımla ortaya konduğunda ancak iyi bir eleştirinin yanında sırıtmaz. | |
İyi yapıt eleştiriye başlamada eleştiren için sadece bir esin kaynağı olabilir | |
İyi bir eleştirmen yılda nitelikli belli sayıda iş çıkarabilir | |
Edebi eser varlgını eleştiri sahasında kanıtlamak zorundadır. |
1 numaralı soru için açıklama
Öncülde eleştirilenin eleştiriye yakışması gerektiği üzerinde durulmuştur. B seçeneğinde eleştirilenin yani eserin anlatımının seçkin olduğunda eleştiriye yakışacağı, yanında sırıtmayacağı ifade edilmiştir. Bu durumda öncülle aynı doğrultudadır.
Soru 2 |
Aşağıdaki soru cümlelerinin hangisi isim cümlesi değildir?
Bulunduğunuz bölgede su yatakları var mıydı? | |
Yok mudur kurtaracak güzelim vatanı? | |
Su kente geleli iki gün olduğunu söylememiştim değil mi? | |
Bu, her sabah böyle midir? | |
Bu sütün neden yüzde ellisi sudur? |
2 numaralı soru için açıklama
Seçeneklerde “var, yok, böyle, su sözcükleri isim olarak kullanılmıştır. Yüklem isimden oluşuyorsa isim cümlesidir, fiilden oluşuyorsa fiil cümlesidir. C seçeneği “söylememiştim değil mi?” şeklinde bitmiş. Bu durumda kural olarak “değil”den önceki kelimenin türüne bakılır. “söyle-“ fiil olduğu için yanıt C’dir
Soru 3 |
Nasıl bir yaz yağmuru ya da kış güneşi, büyüleyici bir görünüm, güzel bir insan yüzü, tek başlarına bu konularda şiir, öykü yazmak için yeterli nedenler değilse yayımlanan çok güzel bir şiir ya da öykü kitabı kapkalın bir roman da tek başına bu konuda bir eleştiri, eleştirel deneme yazılması için yeterli değildir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanı desteklemez?
Edebi eserin oluşumunda esin tek başına yeterli değildir. | |
Şiir ve öteki yazınsal ürünlerin başarısı büsbütün çabaya ve yoğunlaşmaya indirgenmemelidir. | |
Eleştirmeni, eleştirel denemeyi edebiyatın yanında yakınında tutmamak yazınsal ürünü ya da yaratıyı mekanik bir devindirmeye indirgemektir. | |
Sanatçının ilhamla başlayan serüveni yazarlığıyla desteklenmezse çok uzun sürmez. | |
İyi bir romandan iyi bir eleştiri çıkacağını kimse garanti edemez. |
3 numaralı soru için açıklama
Parçada şiir, öykü gibi türlerin salt esinle yazılmadığı gibi, iyi bir kitabında iyi bir eleştiri yazmak için yeterli olmayacağı üzerinde durulmuştur. C seçeneğinde eleştirinin eserin yanında, yakınında durması ondan esinlenmesi anlamına geleceğinden parçada anlatılanı desteklemez.
Soru 4 |
Biz şairlere düşen azar azar intihar etmektir. Aşağıdaki cümlelerden hangisi anlam yönünden bu cümleye en uzaktır?
Sanatçılar yaşam karşısında yılgınlık gösterebilir | |
Ölüm her şeyi olduğu gibi yazarın varlığıyla birlikte ortaya koyduklarını da yutan bir boşluktur | |
Şair yaşam karşısındaki avuntuyu yok olup gitmekte arayabilir. | |
Çevresindeki kişilerden daha derin duyarlılığa sahip olan şair, başkalarının dert ve üzüntüleriyle dertlenip engellere yenik düşebilir. | |
Hayatta avuntu bulamayan yazar, ölüm denen yokluğa kendini atabilir. |
4 numaralı soru için açıklama
Öncül yazar ile ölüm arasında ilişki kurmaktadır. Yaşam karşısında yazarın tercihinin ölüm olabileceği ifade edilmektedir. A, C, D, E seçeneklerinde yazarın yaşam karşısında ölüme yakın tavrı ifade edillmektedir
Soru 5 |
“Sevdiğim bir insanın ölüm haberi bana hemen koymuyor, inanamıyorum o habere. İnanamıyorum da dememeliyim, anlayamıyorum o ölüm haberini. Hep bir köşebaşında, öldüğü söylenen o sevdiğim kişiyle karşılaşacakmışım gibi gelir bana, aradan uzun bir zaman geçse de o duyguyu yitirmem, o kişi nasıl olsa bir gün gene karşıma çıkacakmış gibi gelir.” Bilge Karasu, Nurullah Ataç’ın ardından söylemiş bu sözleri. Yukarıda verilen parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir?
İnsan, sevdiklerinin ölümünü kabullenemez. | |
İnsanın, sevdiklerinin ölümünü kabullenmesi için uzun zamana ihtiyaç vardır. | |
İnsanlar, sevenleri sayesinde öldükten sonra da yaşar. | |
Ölüm haberleri, insanı derinden sarsar. | |
İnsan, sevdiklerini kaybedince yaşama şevkini de kaybeder. |
5 numaralı soru için açıklama
“Hep bir köşebaşında, öldüğü söylenen o sevdiğim kişiyle karşılaşacakmışım gibi gelir bana. Aradan uzun bir zaman geçse de bu duyguyu yitirmem” cümlesinden insanın sevdiklerinin ölümünü kabullenemediği çıkıyor. Yanıt A’dır
Soru 6 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?
Edebiyatı sanatın içinde anıp geçmek, ayırmaya çalıştığımız bu alana günümüzde ölçüsüz zararlar vermektedir | |
Edebiyat adamlarımızın gezetciler karşısında bir özgül ağırlıkları vardır | |
Mehmet Fuat, Adam Sanat'taki yazılarında edebiyat dışına çıkmasının gerekçelerini açıkladı. | |
Gazetecilikle yazarlık arasında fark olması gerektiği her fırsatta vurgulayan Özdemir İnce, özellikle gazeteyi andırır yayın organlarında yazarken tipik gazeteci biçemine yönelmekten kendini kurtaramamaktadır | |
Yazar yaşadığı çevreden çok etkilenir. Bu kaçınılmazdır. |
6 numaralı soru için açıklama
A seçeneğinde ölçüsüz, D seçeneğinde "gazeteyi andırır" ifadeleri özneldir. E seçeneğinde yaşadığı çevreden etkilenir. B seçeneğinde özgül ağırlık nitelik bildirecek şekilde kullanıldığından öznel ifadelerdir. C seçeneği nesneldir, kanıtlanabilir bir özellik gösterir.
Soru 7 |
Yazarın, kendi kendine ettiği zulümdür. Bu zulüm başka bir zulüm! Sanırım bu konuda en dertli olanlar mahpus yazarlardır. İki yıl önce “Hapisten Yazmak” adlı bir derleme yapmaya başladığımda içeriden gelen yazılarda otosansür denilen şeyi tüm ayrıntılarıyla görmüş oldum. Daha önce de benzer şeyleri kendim yaşadığım için gelen her yazıda kendimi gördüm. Hapiste yazdığım mektup ve yazılara yeniden baktım. Yukarıda verilen parça aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
Hiç mahpus oldunuz mu? | |
Hapiste yazmak nasıl bir duygudur? | |
Sansür nedir? | |
Otosansür nedir? | |
Hiç derleme yaptınız mı? |
7 numaralı soru için açıklama
Otosansür kişinin kendi çalışmalarını sınırlaması, yasaklamasıdır. Parçada otosansür nedir sorusuna yanıt olarak verilmiştir. Yanıt D’dir.
Soru 8 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
Tuhaf, anlaşılması zor bir sihri vardı. | |
Herkese, elindeki imkânlarla yardım ederdi. | |
Hayatımda sayısız plastikten yapılmış tarak gördüm. | |
Kaybolmak ve geriye bir daha dönmemek de mümkündü. | |
Kendi hayallerinin tutsağı oluyordu. |
8 numaralı soru için açıklama
C seçeneğinde sözcüğün yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. “sayısız plastikten değil, plastikten yapılmış sayısız tarak” şeklinde olmalıydı. Doğru seçenek C’dir.
Soru 9 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma yapılmamıştır?
Bursa'da yaşamının dezavantajları olduğu kadar avantajlarını da görüyorum. | |
Eskiden olduğu gibi içinde yaşadığımız dönemde de edebiyatın taşra ortamında kendini ortaya koyabilmesine olanak yok. | |
Sanat yapıtı oluşum anında daha oluşurken öncesiyle sanat adına yapılan, söylenen, boyanan, bestelenen bütün insanlık birimleriyle boy ölçüşmek, yarışmak zorundadır. | |
Sanatçı en elverişli koşulları oluşturup ruhunu ve beynini kazıyacak, karanlığa ürün olarak koyacaktır. | |
Sanatçı, bünyesinin koşullarını desteklemişse ortaya koyduğunun sanat yapıtı olma olasılığı daha yüksektir. |
9 numaralı soru için açıklama
A seçeneğinde kadar edatıyla Bursa'da yaşamanın avantajlarıyla dezavantajları karşılaştırılmıştır. B seçeneğinde önceki dönemle bu dönem taşra edebiyatının etkinliği açısından karşılaştırılmıştır. D seçeneğinde en zarfıyla elverişli koşullar arasında karşılaştırma yapılmıştır. E seçeneğinde daha zarfı ile koşullarını destekleyen yazarın eserinin sanat yapıtı olma ihtimali ile şartın gerçekleşmesi durumundaki ihtimal karşılaştırılmıştır.
Soru 10 |
Muzaffer İzgü, toplumumuzda yaşananlardan süzdüklerini anlatırken kullandığı eleştirel gerçekçi yöntemle, insanlardaki ruhsal çarpıklıklara ve ezikliklere güldürü ögesini başarıyla katar. Bu başarı onu usta bir yazar yapar. Onun, yaşadıklarından, gözlemlediklerinden yarattığı ve çeşitli anlarını anlattığı kişiler, her an yanı başımızda gördüğümüz kişilerdir. Onun anlattığı olaylar hemen her gün yanı başımızda yaşanmaktadır. Onun yazdıklarında anlattığı çevre, olanca gerçekliği ve somutluğuyla yaşadığımız çevredir. Yukarıda verilen parçaya göre Muzaffer İzgü’yü usta bir yazar yapan özelliği aşağıdakilerin hangisidir?
Gerçekleri anlatması | |
Yaşananlara güldürü ögesini katarak anlatması | |
Olayları okuru büyülercesine aktarması | |
Günlük hayattan kesitler aktarması | |
Olayları somutlaştırarak anlatması |
10 numaralı soru için açıklama
“Eleştirel gerçekçi yöntemle insanlardaki ruhsal çarpıklıklara ve ezikliklere güldürü öğesini başarıyla katar. Bu başarı onu usta bir yazar yapar.” Cümlesi ile B seçeneğinde verilenler aynıdır. Cevap B’dir.
Soru 11 |
Aşağıdaki dizelerin hangisinde insana ait bir özellik doğaya aktarılmıştır?
Bir düş ki hiç eskimez Hep cıvıl cıvıl kuş sesleri | |
Pembe yalanlarını bekliyorum Anamur iskelesinde üzgün | |
Kimse ağlatmasın seni Kimse gülmesin seninle | |
Eski nağmeleri mırıldandı yine Taraçaların ortasında rüzgâr | |
Ben kafes sen sarmaşık Dolan dolanabildiğin kadar |
11 numaralı soru için açıklama
Mırıldanmak insana ait bir özellikken rüzgara aktarılmıştır. İnsandan doğaya bir aktarma yapılmış. Aynı zaman da bu bir kişileştirme sanatıdır. Yanıt D’dir
Soru 12 |
Yetenekli ama kırılgan ruhların işgal ettiği edebiyat dünyasında üretilen her yapıt, farklı bir eleştirel yaklaşım gerektiriyor. Bu cümledeki “yetenekli ama kırılgan” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerin hangisidir?
Becerikli ama kendisini beğenmiş sanatçılar. | |
Yapıtları sanat değeri taşımayan edebiyatçılar. | |
Öykünmeden öteye geçemeyen yazarlar | |
Birikimlerini kullanmakta yetersiz kalan şairler | |
Hassas kişilikli, sanat becerisi yüksek kişiler. |
12 numaralı soru için açıklama
“Soruda yetenekli ama kırılgan ruh” sözüyle hassas kişilikli, sanat becerisi yüksek anlamında kullanıldığı için doğru yanıt E’dir.
Soru 13 |
Ahmet Mithat Efendi’nin Tanzimat Dönemi’nin en gözde yazarı olduğunu söylemeye gerek yok. Düz yazının bütün türlerinde ve konularında yazmış bir yazar olduğuna dikkat çekmekte fayda var. Çevirilerle birlikte 200 kadar yapıtın da sahibidir. Ahmet Mithat “Vah” romanında da kalemini halkı eğitmekte bir araç olarak kullanılır. O, bir eğiticidir, yani iyi bir yol göstericidir. Yazınımızın konu ve tema ufkunu da genişletmiş bir yazardır. Yukarıda verilen parçaya göre “Ahmet Mithat Efendi”nin roman anlayışı hakkında aşağıdakilerin hangisi söylenebilir?
Romanları teknik olarak çok güçlüdür. | |
Roman karakterleri çok gerçekçidir | |
Sanat toplum içindir anlayışına bağlı kalmıştır | |
Tarihi karakterleri çok canlıdır | |
Romanlarında mekân olarak İstanbul’u seçmiştir |
13 numaralı soru için açıklama
Parçada Ahmet Mithat Efendi’nin, kalemini halkı eğitmek için bir araç olarak kullandığı yazıyor. Halkı eğitmek isteyen sanatçılar “ sanat toplum içindir “ düşüncesini benimsemiştir. Yanıt C’dir.
Soru 14 |
Forbes Türkiye'nin haberine göre, Türkiye'nin en çok kazanan 20 yazarı 2012'de 11 milyon lira telif geliri elde ederken zirvede 1,8 milyon liralık geliri ile Aşkın Gözyaşları kitabının da yazarı Sinan Yağmur var. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleden kesin olarak çıkarılabilir?
Sinan Yağmur dışındaki yazarlar toplam 18,2 milyon lira kazanmıştır | |
Aşkın Gözyaşları kitabı Sinan Yağmur'a 1,8 milyon lira kazandırmıştır | |
Yazarların en çok kitap telif geliri elde ettikleri yıl 2012'dir. | |
Sinan Yağmur'un Aşkın Gözyaşları dışında da kitabı vardır. | |
Yazarlara telif geliri yılda bir kez ödenmektedir. |
14 numaralı soru için açıklama
Toplam telif 11 milyon lira olduğu için A seçeneği kesin yargı olamaz. 1,8 milyon Sinan Yağmur'un aldığı telifin tamamıdır. Bunun hepsini Aşkın Gözyaşları eserinden kazandığı bilgisi yoktur. Telif gelirleri açısından bir karşılaştırma olmadığından C kesin yargı olamaz. Cümlede de bağlacından yola çıkarak yazarın başka kitabı olduğu söylenebilir. Öncülde telifin kaç kez verildiğine dair yargı yoktur.
Soru 15 |
“Tutkulu Patiler”, Cemal Süreya’nın ikinci eşi Zühal Tekkanat’ın yazdığı, hayvanlar için bir kitap. Engin Turgut, kitabın editörlüğünü yapmış ve hayvanlarla ilgili güzel bir ön söz yazmış kitaba: “İnsan olduğumuzu hatırlarsak, insanları da hayvanları da doğada yaşayan bütün canlıları da severiz. Şayet insanlığımızı unutursak bırakın hayvanları, bitkileri doğayı kendimizi bile sevemeyiz. Zaten kendisini sevmeyen insan başka canlıları sevmek duyarlılığını gösteremez.” Yukarıda verilen parçaya göre sevmenin ilk adımı aşağıdakilerin hangisidir?
Hayvanları sevmek | |
İnsanları sevmek | |
Doğayı sevmek | |
Kendimizi sevmek | |
Yakınlarımızı sevmek |
15 numaralı soru için açıklama
Parçada sevmenin ilk şartı insanın kendisini sevmesidir düşüncesi vurgulanmış. Kendini sevmeyen insanın başka canlıları da sevmeyeceği düşüncesi üzerinde durulmuş. Yanıt D’dir
Soru 16 |
Aşağıdaki dizelerin hangisinde yansımaya yer verilmemiştir?
Sana her yer bir çöl gibi cıvıltısız, çiçeksiz | |
Sen gittikçe ardın sıra melerim. | |
Uzaklaşan atların parıldayan nalları. | |
Irmakların gümbürtüsü başıma vurur | |
Gürleyip dururken sensizliğimde zulüm. |
16 numaralı soru için açıklama
Yansıma: Doğadaki anlamsız seslerin taklidine denir. Cıvıltı, me, gümbürtü, gürleme, yansımadır. Parıldama ise bir ses değildir. Cevap C’dir.
Soru 17 |
Yönetmen James France... konusundaki ısrarının boş olmadığını kanıtlarcasına bir sonraki filminde yine ... yöneldi. Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere anlatımın akışına göre sırasıyla hangilerinin getirilmesi en uygundur?
birey - reklama | |
gerçeklik - bilimkurguya | |
senaryo - doğaçlamaya | |
uyarlama - edebiyata | |
maliyet - tüketime |
17 numaralı soru için açıklama
Cümlede ısrar edilenle tercih edilen arasında uyum olması gerekir. Bu durumda birey konusunda ısrarcı olmakla reklam arasında, birbirine uzak olduğu için gerçeklikle bilim kurgu arasında ilişki kurulamaz; doğaçlama olan bir uygulamada senaryo olmaz. Maliyet konusunda titiz olan kişi tüketime yönelmez.
Soru 18 |
Kabuki tiyatrosunda "aya bakmak" denilen ve oyuncunun işaret parmağıyla gökyüzünü gösterdiği bir hareket vardır. Bir oyuncu hayal edelim: Çok yeteneklidir, bu hareketi çok zarif bir şekilde yapar, seyirciyi yaptığı hareketin güzelliğiyle büyüler, herkesi bu konudaki ustalığına hayran bırakır. Başka bir oyuncu hayal edelim: O da aynı hareketi yapar, ama seyirci hareketin zerafetinin farkına varmaz, ayı gösteren oyuncuyu değil, oyuncunun işaret ettiği ayı görür. Yoshi Oida'nın gönlü seyirciye aynı göstermeye başaran oyuncudan yanadır. Yani ........... Geliştirdiği oyunculuk metodunun özü budur. Parçada boş bırakılan yere anlatımın akışına göre hangisinin getirilmesi en uygundur?
seyircinin dikkatini bir onda dağıtan oyuncudan yanadır | |
oyunculuğuyla parmak ısırtan oyuncudan yanadır | |
görünmez olabilen oyuncudan yanadır. | |
dikkatleri üzerine çeken oyuncudan yanadır | |
oyunu, oyunculuğa feda eden oyuncudan yanadır. |
18 numaralı soru için açıklama
Parçada tercih, oyuncunun ayı gösterme şeklinin zarafeti değil ayı seyirciye gösterebilmesinden yanadır. Bu durumda oyuncunun kendi öne çıkmayacak şekilde sahneyi canlandırması gerekir
Soru 19 |
Yazının olmadığı yerde söze kulak vermek gerekir: Sözcüklere, mitoslara. Mitoslar konuşur. Yazının olmadığı bir zamanda doğmuş, yazı gibi bir aracı henüz bilmeyen bir akıl tarafından üretilmiş ve kullanılmış. Dünyanın hemen her yerinde, en eski zamanlardan kalma insanın bilme ve bildiğini aktarabilme ihtiyacını karşılamak, kendisini ve içinde bulunduğu dünyayı düşünmek, anlamak için oluşturulmuş pek çok mit var. Yukarıda verilen parçaya göre mitosların ortaya çıkarılış nedeni aşağıdakilerin hangisidir?
Öğrenmek ve öğrendiğini aktarmak | |
Sözü daha etkili söylemek | |
Olağanüstülükleri daha güzel ifade etmek | |
Hayatı anlamlı kılmak | |
Farklı düşünebilmek |
19 numaralı soru için açıklama
“İnsanın bilme ve bildiğini aktarabilme ihtiyacını karşılamak” cümlesinde ve paragrafın son bölümünde mitosların ortaya çıkış nedenleri anlatılmaktadır. Yanıt A’dır.
Soru 20 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “aşamalı bir durum, bir durumun gitgide değişmesi” anlamı vardır?
Ankara’ya geldikçe bize uğrardı. | |
Başarılı oldukça, ona duyulan ilgi de artıyordu. | |
Bir sıla türküsü duydukça gözleri dolardı | |
Çalıştıkça sağlığını koruyabilir. | |
Onu gördükçe babasını hatırlarım |
20 numaralı soru için açıklama
Aşamalı durum değişimin bir anda değil yavaş yavaş gerçekleşmesini ifade eder. “Başarılı oldukça ona duyulan ilgi de artıyor. Cümlesinde aşamalı bir durum vardır. Cevap B’dir.
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, sonuçlarınız gösterilecektir.
teknoki.net
Liste |