20 Soruda KPSS Türkçe Denemesi #11
Tebrikler - 20 Soruda KPSS Türkçe Denemesi #11 adlı sınavı başarıyla tamamladınız. %%TOTAL%% soruda toplam %%SCORE%% doğru cevap verdiniz. Hakkınızdaki düşüncemiz ''%%RATING%%'' Diğer denemelere bakmak için tıklayınız.
Yanıtlarınız aşağıda gösterilmiştir.
Soru 1 |
Topkapı Sarayı; İstanbul’un birinci tepesinde, Ayasofya’nın hemen arkasında yer alıyor. Bugün müze olarak ziyaret edilen saray; köşkler, daireler, setler ve çiçek bahçelerinden oluşuyor. Yedi kapısı ve çok sayıda burcu ile devasa bir yapı olan Topkapı, Ayasofya’nın kardeşi olan Aya İrini’yi de birinci avlusunda barındırıyor. Bu sarayın Haliç, Marmara ve Boğaz’ın birleştiği yere tepeden bakan olağanüstü bir manzarası bulunuyor. Sultan I. Abdülmecid, 1856 yılında Boğaz’a taşınıp yeni yapılan Dolmabahçe Sarayı’nı ev olarak seçene kadar Topkapı Sarayı aynı zamanda Osmanlının yönetim merkezi görevini görüyor. Bu parçada Topkapı Sarayı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Konumuna | |
Farklı işlevlerle kullanıldığına | |
Birden çok kapısı olduğuna | |
Bünyesinde farklı yapılar barındırdığına | |
Zaman içinde çeşitli eklentiler yapıldığına |
Soru 2 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “dağılmak” sözcüğünün anlamı, verilen cümleye uygun değildir?
Uzaklaşmak: Uçaktan inen yolcular yavaş yavaş dağılıyordu. | |
Yok olmak: Babamın ölümünden sonra ailemiz dağıldı. | |
Düzeni bozulmak: Elbise dolabın yine dağılmış. | |
Batmak: Yılların şirketi bir günde dağıldı. | |
Etkisini yitirmek: Sis, sabaha karşı dağıldı. |
Soru 3 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
Bunca yıl sonra onu göreceğimi hiç ummazdım. | |
Bu olaydan sonra kendime öz güvenim geldi. | |
Keşke parası çok diye bu işi kabul etmeseydim. | |
Geri kalmış toplumların en büyük hastalığı, tutuculuktur. | |
Sis, görüşümüzü engellediği için çok ağır ilerleyebiliyorduk. |
Soru 4 |
Japonlar son derece sade, basit, yalın, mütevazı yaşayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekâmül edememiş, hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir. Böyleleriyle; evini mezat salonuna çevirmiş zavallı, diye eğlenirler.... Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
Bir insanın gösteriş için eşyanın esiri olmasına acınılası bir durum olarak değerlendirirler. | |
Kavabata’nın sanatında da Japon insanın yalınlığını buluyoruz. | |
Japonya'da evler, geleneksel ve modern stillerde üretilmişlerdir. | |
Eşyalar, sade ve yalındır. Abartısız, ihtiyaçlara cevap verecek kadar eşya vardır. | |
Japonların evreni sessiz bir dünya. Bu sessizlik bilgelikten geliyor. Az sözle çok şey söyleyen. |
Soru 5 |
Senaryoyu yazanların; yakın tarihle ilgili bir araştırma yapmalarını beklemek, danışmanların yeterliliğini tartışmak abesle iştigal… Formasyon belli ediyor kendini. Bir nesli sadece sloganlarla konuşan, neredeyse karikatürize eden, dost mu düşman mı olduğu belli olmayan (!) döneme belki de hıncı olan bir mantığın yansımaları! Yukarıda altı çizili sözün paragrafa kattığı anlam aşağıdaki cümlelerin hangisinde yoktur?
Gereksiz konularda çok zaman kaybediyorsun. | |
Kardeşim anlamsız şeylerle vakit geçiriyor her zaman | |
Boş konuşmalarla herkesin tepkisini toplamıştı. | |
İnce esprileriyle bize güzel anlar yaşatmaya çalışıyordu | |
Beyhude geçirilen zaman insanı zarara uğratır. |
Soru 6 |
Epikuros'a göre, ölümden sonrası, doğumdan sonrasının aynısıydı, yani yokluktu. Epikuros bu konuda “Her kim yaşamının sonunda kendisini hiçbir dehşetin beklemediğini gereği gibi algılarsa ona göre yaşamın da hiçbir kötü yanı yoktur. Bu nedenle geldiği zaman acı vereceğinden değil de ölümün beklentisi acı verici olduğundan, ölümden korkan aptaldır. Varlığı hiçbir acı uyandırmayan bir şeyin, beklentisinin acı vermesi düşünülemez." görüşünü savunmaktadır. Bu parçada asıl belirtilen düşünce, aşağıdakilerin hangisidir?
İnsan, aklının yardımıyla, temelsiz korkulardan sıyrılmalıdır. | |
Ölüm, gerçekte bir yok oluş değildir, ölümden sonra yaşam vardır. | |
Ölüm korkusu, akıldan çıkarılmadan yaşanması gereken bir duygudur. | |
Ölüm insanı üzen, korkutucu bir olaydır. | |
Yaşamla ölüm, nitelik açısından birbirinin aynıdır. |
Soru 7 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
İnsan hakları, bireylerin salt insan olmakla kazandıkları haklardır. | |
Yayıncılıktan söz edildiğinde zihnimizde ilk canlanan görüntü haber sunucularıdır. | |
Havada herhangi bir uçağın ya da helikopterin uçmasına izin verilmiyor. | |
Birçok radyo ve televizyon kanalının sektöre girmesiyle yayıncılık sektörü sürekli gelişiyor. | |
Küresel ısınma ve deniz kirliliği konusunda herkesin yeterince duyarlı olması gerekir. |
7 numaralı soru için açıklama
Helikopter ve uçak karada uçamayacağı için aktarımda “havada” sözcüğünün bulunması anlatım bozukluğuna yol açmıştır.
Soru 8 |
Dünyaca ünlü tarihçimiz Cevdet Paşa, tarihimizin sevimli, ak saçlı şahsiyeti, ömrünün son günlerine kadar kalemi elinden bırakmamış, çalışma masasından kalkmamış bir yazı adamıydı. Bu cümlede altı çizili sözle Cevdet Paşa’nın hangi yönü vurgulanmıştır?
Farklı türlerde çok sayıda eser vermesi | |
Edebiyata ve yazmaya yürekten bağlı olması | |
Sevdiklerine ve kendine zaman ayıramaması | |
Edebiyat dünyasının seçkin bir ismi olması | |
Küçük yaşlardan itibaren edebiyata ilgi duyması |
Soru 9 |
Bir eleştirmen için bir yazarı tanımanın yolu onun eserlerini okumak ve hayat hikâyesini öğrenmekten geçer. Ama bu yolda en iyi durak o yazarın günlüğüdür. Eserlerinde açmadığı kapıları günlüğünde ardına kadar açık bulursunuz. Bu da size onun iç dünyasının gizlerine ulaşma fırsatı verir. Eğer incelediğiniz yazar, ardında bir günlük bırakmamışsa talihinize küsün. Ne denli uğraşsanız da o yazarı tam anlamıyla kuşatan bir eleştiri yazmanız olanaksızdır. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
Eleştirmenler değerlendirdikleri yazarları çok iyi tanımalıdır | |
Bir yazarı eleştirirken işe ilk önce günlüklerinden başlanmalıdır. | |
Bir sanatçının yapıtlarını bilmek, onu tanımak için yeterlidir. | |
Yazarın tüm eserleri okunmadan onunla ilgili eleştiri yazılamaz | |
Günlük, yazarları tanıma ve tanıtmada en önemli ölçüttür. |
Soru 10 |
"Rotasını kaybeden geminin dalgaya teslim olması" Bu cümleden çıkarılabilecek kesin yargı aşağıdakilerden hangisidir?
Dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgar tayin eder. | |
Her gecenin bir gündüzü vardır. | |
Herkes kendi vicdanından sorumludur. | |
Yarın kaygısı olmadan yaşamaktır, imkanlar elverdiği ölçüde hayatın her an tadını çıkarmak. | |
Hayatin size ne kadarını getirirse, o kadarıyla yasamak. |
Soru 11 |
(I) Edebiyat, söz kalabalığı, süslü püslü dizeler sıralama alanı değildir. (II) Onun da kendine göre sorunları söz konusudur. (III) Belli bir varlık anlayışı, evrene bakışı vardır. (IV) Bunlardan yoksun bir oyun ve oyalanma değildir edebiyat. (V) Ulusların ne denli bir bilgi düzeyinde bulunduklarını, uygarlığın hangi aşamasına geldiklerini gösterir edebiyat. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "edebiyatın işlevi" belirtilmektedir?
I | |
II | |
III | |
IV | |
V |
Soru 12 |
Bebekler de biz yetişkinler gibi besleniyor, hastalanıyor, ağlıyor, gülüyor, uyuyor ama onların yan gelip yattığını düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çünkü onların da bir işi var. Onların işi “oynamak”, oynarken fiziksel ve ruhsal doyuma ulaşıp hayatı kavramak, oyuncaklar yardımı ile yetişkinler dünyasının aynısını kurarak bu dünyanın kurallarını kavramalarını, rollerini öğrenmek…. Yani bebekler ve çocuklar oynadıkları kendi materyalleriyle yetişkin yaşamının provasını yapıyorlar. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bebek yetiştirmenin yaşamın en güzel olaylarından biri olduğu | |
Bebekler ve çocuklar için oyunun bir ihtiyaç olduğu | |
Oyunun bebekler ve çocuklar için hayatı anlamada çok önemli olduğu | |
Çocukların eğitimlerinde oyunun önemi olduğu | |
Çocukların ve bebeklerin erken yaşlarında eğitilmesi gerektiği |
Soru 13 |
Taşı delen, suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.” sözü ile bir işi başarmada aşağıdakilerden hangisinin önemi vurgulanmaktadır?
Önemseme | |
Sabırsızlık | |
Kararlılık | |
Güç | |
Deneyim |
Soru 14 |
(I) Acıları, mutlulukları, yenilgileri sanki benim acılarım, mutluluklarım ve yenilgilerimdi. (II) Kendimde onu, onda kendimi görüyordum. (III) Onun öfkesini ve hüznünü çok seviyordum. (IV) Benim gibi o da aslan burcundandı. (V) Burçlara inanmam; ama onunla nasıl bu denli benzeştiğimize şaşıyordum. Yukarıdaki cümlelerden hangisinde yoruma yer verilmemiştir?
I | |
II | |
III | |
IV | |
V |
Soru 15 |
(I) Masalın yerini çizgi filmlerin aldığı bir dünyada yaşıyoruz. (II) Masal anlatmayı her geçen gün biraz daha unutuyoruz. (III) Masallardan yeni bir edebiyat çıkarabilir miyiz? (IV) Klasik masal, eski yapısı içinde kaldığı müddetçe bu mümkün görünmüyor. (V) Masallarımız önce yazıya geçirilip meraklılarına ulaştırılmalı. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Böylece, okuruna kavuşan masal, varlığını yeniden sürdürebilir.” cümlesi getirilebilir?
I | |
II | |
III | |
IV | |
V |
Soru 16 |
(I) Beş kitap hâlinde, hayvanlara ve bitkilere bağlı olarak anlatılan Pançatantra Masalları’nda kahramanlar hayvan olsa da bu masalların okuyucusu insandır. (II) Bir öğüt verme amacı taşıyan bu hayvan masallarının, Hint insanını ne derece etkilediği çok açıktır. (III) Bu masallar kuşku yok ki Hint insanının dünya görüşünü derinden etkilemiştir. (IV) Hint edebiyatının ve düşüncesinin en önemli siması hiç kuşkusuz ki Budha’dır. (V) Daha çocuk denecek yaşta malikânelerinin dışında ölümle karşılaşan Budha’nın ruhu allak bullak olur. (VI) O, gerçek dünyayla yüz yüze gelen ve belki de bunun doğurduğu psikolojik şokla olgunlaşan ilk Hint soylusudur. Bu parça, iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
II | |
III | |
IV | |
V | |
VI |
Soru 17 |
ABD’nin Darmeuth Üniversitesinde yapılan bir araştırma; işlenmiş şeker oranı yüksek besinlerin televizyonlardaki reklamlarını haftada yaklaşık 20 kez izleyen çocukların, bu ürünleri diğer çocuklardan %50 daha fazla yediğini ve bu yüzden de obeziteye daha çok yatkın olduklarını ortaya koydu. Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi kesin olarak çıkarılabilir?
Obezitenin dünyada en yaygın görüldüğü yer, Amerika’dır. | |
Obezitenin en önemli nedeni, işlenmiş şeker oranı çok yüksek besinlerdir. | |
İşlenmiş şeker tüketiminin sağlık açısından pek çok zararı vardır. | |
Amerika’daki çocukların bir kısmını obeziteye sürükleyen etkenlerden biri de televizyon reklamlarıdır. | |
Obeziteye yol açan nedenlerden biri de uzun süre televizyon izlemektir. |
Soru 18 |
Güzel bir şiiri düzyazıya çevirirseniz onun artık şiir olmaktan çıktığını görürsünüz. Bir romanın sinemaya ya da tiyatroya aktarılmasında da aynı durum söz konusudur. Reşat Nuri’nin Yaprak Dökümü romanını bir kez de tiyatro eseri biçiminde yazdığını bilirsiniz. Bence bu iş; bir eseri iki kez yazmak değil, aynı konuyu işleyen iki farklı türde eser yazmaktır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Aynı konuyu farklı biçimlerde işlemek, konu sıkıntısından kaynaklanır | |
Bütün yazınsal türlerin kendi içinde tutarlı, değiştirilmez bir yapısı vardır. | |
Şiiri şiir kılan, biçimsel özellikleridir | |
Edebiyat dünyasının zenginleşip renklenmesi aynı konunun farklı biçimlerle ortaya konmasıyla sağlanır | |
Bir romanın güzelliği ve değeri, yalnız o romanda görülür. |
Soru 19 |
Bizim toplumumuzda okuyucu, sanat konusunda çoğunlukla bilgisizdir; kendini yetiştirmemiştir. Sanatın, toplumsal yaşamdaki yeri ve gerekliliği üzerinde belirgin bir fikri yoktur. Sanat faaliyetlerini izlemesi neredeyse içgüdü diyebileceğimiz belli bir alışkanlıktan öteye gitmez. Bunun için de şiirle romanı, romanla öyküyü, öyküyle gazete haberlerini birbirine karıştırır. Şiiri, öykü gibi okumaya kalkar, o tadı bekler ondan. Bu yüzden de sanatı “Bir yaratış rastlantısıdır.” diye değerlendirir. Bu parçada, aşağıdakilerden hangisinden yakınılmaktadır?
Okuyucuların sanat yapıtlarını kolay yaratılan ürünler olarak görmesinden | |
Ülkemizdeki okuyucu kitlesinin sanat üzerine yeterli bilgisinin olmayışından | |
Roman okumak için öncelikle gereken bilgilerin edinilmemesinden | |
Okuyucuların yaratılan sanat eserlerini taraflı bir bakış açısıyla değerlendirmesinden | |
Sanatı anlamak için okuyucuların çaba sarf etmek istemeyişinden |
Soru 20 |
(I) Kortizol, böbrek üstü bezlerinden üretilen doğal bir hormondur. (II) Bu hormon azalınca da çoğalınca da bedenimizde fiziksel bazı değişiklikler görülür. (III) Örneğin, mide ile yemek borusu arasındaki kapak mekanizması bozulur. (IV) Bu mekanizma bozulduğu için midedeki asit üretimi artar ve reflü sorunu devreye girer. (V) İster kronik bir stres durumuna girin ister paçanızı depresyona kaptırın, gerekçesi yine kortizol azalması ya da çoğalmasıdır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır?
I | |
II | |
III | |
IV | |
V |
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, sonuçlarınız gösterilecektir.
teknoki.net
Liste |