20 Soruda KPSS Türkçe Denemesi #18
Tebrikler - 20 Soruda KPSS Türkçe Denemesi #18 adlı sınavı başarıyla tamamladınız. %%TOTAL%% soruda toplam %%SCORE%% doğru cevap verdiniz. Hakkınızdaki düşüncemiz ''%%RATING%%'' Diğer denemelere bakmak için tıklayınız.
Yanıtlarınız aşağıda gösterilmiştir.
Soru 1 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlaması cümlenin farklı bir ögesi olmuştur?
Annem gümüş takımlarını yalnız misafir gelince kullanıyor. | |
Kuşun kanadını sıkıştığı yerden güçlükle çıkarmıştı. | |
Turistler kilimin desenini çok beğendiler. | |
Kardeşim yine ödev defterimin sayfalarını karalamış | |
Akşama doğru yağmurun şiddeti iyice artmıştı. |
Soru 2 |
Çocuk öyküsü yazan yazarların, çocukların fiziksel ve ruhsal ---- göz önünde bulundurmaları; onları geleceğe hazırlayacak, onlara ---- sağlayacak bilgileri eğlence ile birleştirerek sunmaları gerekir. Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
gelişimlerini - yarar | |
durumlarını - amaç | |
yapılarını - öncelik | |
sorunlarını - alışkanlık | |
eğilimlerini - kazanç |
Soru 3 |
Muz ve elma, yurdumuzda dört mevsim en çok tüketilen iki meyvedir. Bu cümleden, aşağıdakilerin hangisine kesin olarak ulaşılabilir?
Muz ve elma yurdumuzda en çok üretilen meyvelerdir. | |
Muz ve elmanın dışında yıl boyunca tüketilen meyveler de vardır. | |
Yurdumuz muz ve elma tüketiminde dünyanın önde gelen ülkelerindendir. | |
Yurdumuzda muz ve elmanın dışında pek meyve tüketilmemektedir | |
Muz ve elma dört mevsim üretilebildiği için en çok tüketilen meyvelerdir. |
Soru 4 |
Çitlerle çevrilmiş bahçeye girince önce güller (I) zambaklar (II) sonra çiçek açmış erik (III) elma ağaçları dikkatimizi çekiyor. Bu küçük ilçedeki (IV) böylesine güzel bir yerin varlığı ruhumuza huzur veriyor (V) bizi sonsuz bir sevincin kollarına bırakıyordu. Bu parçada ayraçla belirtilen yerlerden hangisine virgül (,) dışında bir noktalama işareti getirilmelidir?
I | |
II | |
III | |
IV | |
V |
Soru 5 |
Ünlü serüven romanı yazarı, hızlı yazabilmek için çocukluğunda gördüğü bir mobilya ustasını taklit etti. Usta, yapacağı mobilyanın önce resmini çiziyor; sonra kalfalarını çağırıp bu mobilyaların nerede kullanılacağını ve ne işe yarayacağını anlatıyordu. Sonra parçaları ayrı ayrı çizip ölçeklerini belli ediyor, bunları kalfalarına paylaştırıyordu. Ustaya, kalfaların hazırladığı parçaları birleştirmek kalıyordu. Usta yazar da böyle yaptı. Yazacağı romanın karakterlerini belli ediyor, sonra sekreterlerine karakterlere uygun malzeme toplamalarını söylüyordu. Yazara da bu malzemeyi etkileyici üslubu ve sağlam diliyle birbirine eklemek kalıyordu. Bu parçada, sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Yazarken, çocukluğunda etkilendiği marangozun yöntemini kullanmıştır. | |
Eserlerini önce taslak biçiminde oluşturmuştur | |
Hızlı yazabilmenin farklı yollarını aramıştır | |
Eserlerini oluştururken başkalarından yardım almıştır | |
Eserlerini bütünleştirici yöntemle oluşturmuştur |
Soru 6 |
Köpek balığı saldırıları en çok Avustralyaʼda görülüyor ama burada arı sokmalarıyla ölenler, köpek balığı saldırılarından ölenlerden 100 kat daha fazla. Bu cümleden, aşağıdakilerin hangisine kesin olarak ulaşılabilir?
Köpek balığı saldırıları en fazla Avustralyaʼda görülse de arı sokmalarının neden olduğu kadar ölüme yol açmamaktadır. | |
Avustralyaʼdaki ölümlerin büyük bir bölümü arı sokması ve köpek balığı saldırılarıyla meydana gelmektedir. | |
İnsanlar için arı, köpek balığından daha büyük bir tehdit oluşturmaktadır. | |
Köpek balığı ve arı, Avustralyaʼda yaşayan insanlar için en büyük tehdit gibi görülmektedir. | |
Dünyada arı sokmalarına bağlı ölümler en çok Avustralyaʼda görülmektedir |
Soru 7 |
Sabah uyanınca koltuk altından ölçülen normal vücut sıcaklığı 36,3 ile 37,1 °C arasında değişir. Vücut sıcaklığını ayarlayan merkez, beynimizdeki hipotalamustur. Hipotalamustaki bu merkez bir termostat gibi çalışır. Hipotalamik termostatın ayar noktası 37,1 °Cʼdir. Vücudun iç sıcaklığı koltuk altı sıcaklığından daha yüksektir, beyin sıcaklığı da vücudun iç sıcaklığı kabul edilir. Beyin sıcaklığı 37,1 derecenin altına düşerse hipotalamustaki ısı üretimini sağlayan ve aynı zamanda ısı kaybını engelleyen mekanizmalar devreye sokulur. Vücut sıcaklığı bu derecenin üstüne çıkarsa ısı üreten mekanizmaların durdurulup ısı kaybına yol açan mekanizmaların çalıştırılması sağlanır. Bu parçanın konusu, aşağıdakilerin hangisinde en doğru biçimde verilmiştir?
Vücut sıcaklık değerlerinin gün içindeki değişimi | |
Vücut sıcaklığını etkileyen faktörler | |
Hipotalamusun vücut sıcaklığını düzenleme işlevi | |
Beynin ısısını dengeleyen termostat sistemi | |
Vücut ısısının ölçümünde koltuk altının önemi |
Soru 8 |
Kentin kuzeydoğusundaki yalçın kayalara sırtını dayayan kale, yöre tarihine de tanıklık ediyor. Duvarları yedi metre genişlikte, otuz beş metre yüksekliktedir. Güneyinde Korkulu Kule denilen yüksek bir burcu vardır. Kale içinde iki yüz civarında ev, han, saray, kiler olarak kullanılan mağaralar, medrese ve su yolları… Zamana meydan okurcasına dimdik ayakta kalmayı başaran kale, tüm ihtişamıyla kente tepeden bakıyor. Daha yıllarca yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam edeceğe benziyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Görsel ögelere yer verilmiştir | |
Anlatanın duygusu yansıtılmıştır | |
Karşılaştırmadan yararlanılmıştır | |
Kişileştirmeye başvurulmuştur | |
Eksiltili cümle kullanılmıştır |
Soru 9 |
Son günlerde, usta ozan ve yazarlara öykünmekte bir yanlışlık görmeyen bazı sanatçılar ortaya çıktı. Onlara göre sanat eseri güzel olsun, gerisi önemli değil. Özgünlük için uğraşmayı boş bir çaba olarak görürler. Çünkü nasıl olsa her yöntem denenmiş, her konu işlenmiştir. Yeniyi bulacağım diye uğraşmak boşunadır. Yeter ki eser dikkat çekici olsun. Eleştirmenlere kulaklarını tıkayan bu sanatçılar, asıl ölçüt olarak okuru görürler. Eğer eserleri okunuyorsa yaptıkları iş güzel, gittikleri yol doğrudur. Bu parçada sözü edilen sanatçılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Sanatta güzelliğe önem verdikleri | |
Okuru eleştirmenden üstün tuttukları | |
Özgün olmak için çaba göstermedikleri | |
Yapıtlarında farklı konulara değindikleri | |
Başka yazarlardan yararlanmaktan çekinmedikleri |
Soru 10 |
Tavır alma; bilgi, birikim ve kendini yenileme ister. Son yıllarda ise bu söz, yaşamımızdan büsbütün çıktı. Bu gibi değerler, günün eğilimlerine göre dümen kırmak sanılmaktadır artık. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Çağının yeniliklerine sırt çevirmek | |
Okuru yönlendiren bir özellik taşımak | |
Zamanın moda değerlerine yönelmek | |
Genç sanatçı adaylarına yol gösteren biri olmak | |
Uzun süredir savunulan düşüncelerden vazgeçmek |
Soru 11 |
Yapılan her şey sanat değildir. Yapılanın sanat eseri olabilmesi için o şeyin mutlaka bir sanatçı tarafından yapılmış olması gerekmez. Ünlü bir sanatçı beyaz bir kâğıda rastgele resimler çizse ve boya dökse ortaya çıkan, sanat eseri olamaz. Eser yapandan dolayı müzeye konabilir veya çok paraya satılabilir. Buna “kerameti kendinden” denir. Bunun tersi de mümkün. Sanatla ilgisi olmayan biri, sanat kaygısı gütmeden bir şey yapsa yapılan şey estetik değer taşıyorsa sanat eseri sayılır. Kısacası ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
sanatçıların yaptığı her eser sanat değeri taşımayabilir. | |
izleyene haz veren, estetiği olan, ilgi çeken her şey sanat eseridir. | |
bir eserin sanat değeri taşıyabilmesi etki gücüne bağlıdır. | |
sanatçı olmak için sanat değeri taşıyan eser vermek zorunlu değildir | |
bazı eserler estetik değere sahip olduğu için sanat eseri kabul edilebilir. |
Soru 12 |
Roman yazarı aynı zamanda iyi bir gözlemci ve araştırmacıdır da. Bugün kendisinden usta yazar diye söz ettiğimiz pek çok yazar, bir bilim insanı gibi günlerce araştırma inceleme yapar, deneylere, gözlemlere başvurur. Hayatın yansıması olan eserini oluştururken pek çok bilim ve sanat dalının verilerinden yararlanır. Bir sosyolog gibi toplumun nabzını tutar, bir tarihçi gibi çağına tanıklık eder, bir filozof gibi çağının değer yargılarını sorgular. En derindeki korkuları dile getirirken psikolojinin tüm verilerinden yararlanır. Bir ressam gibi doğanın tüm renklerini sözcüklerle dile getirir. Doğa bilimci gibi doğadaki tüm değişimleri ve canlılarla doğa arasındaki ilişkiyi görür. Onun eserinde kurduğu dünya yaşadığı dünyadan daha zengin ve daha gizemlidir. Dış güzelliklerle iç zenginliğini birleştirerek oluşturur eserini. Bir insanda, bütün insanları görür ve anlatır. Bu parçada, roman yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Bilim insanı gibi gözlem ve deney yaptığına | |
Bilim ve sanat dallarına yön verdiğine | |
Eserlerinde zengin bir dünya kurduğuna | |
Eserini oluştururken pek çok bilimden yaralandığına | |
Özelde, geneli görüp anlattığına |
Soru 13 |
Ünü dört bir yana yayılmış usta ozandan şiir sanatının sırrını öğrenmek isteyen bir genç, ozanın kapısını çalar. Onu talebesi olarak kabul edip işin sırrını kendisine öğretmesini ister. Usta ozan, şu bin şairin bin şiirini ezberle, anlamlarını öğren gel, der. Genç gider, aylar süren bir çalışmadan sonra denileni yapar ve heyecanla çıkar ustasının huzuruna. Ustasının sorduğu tüm soruları eksiksiz cevaplar. Artık ben de şiir yazabilir miyim, der. Ustası, hayır henüz değil. Şimdi git bu şairlerin şiirlerini unut, gel; ondan sonra yazmaya başla der. Bu parçada sözü edilen usta ozanın genç şaire öğretmek istediği özellik aşağıdakilerden hangisidir?
Özlülük | |
Doğallık | |
Akıcılık | |
Özgünlük | |
Yalınlık |
Soru 14 |
Yazarın on üç öyküden oluşan kitabını Sahaflar Çarşısıʼnda buldum. Öyküler uzunlu kısalı. Uzun öykülerinde gereksiz betimlemelere yer veren yazar, kısa öykülerinde şiirsel bir dil kullanmış. Eğer eserleriyle ilgili eleştirileri dikkate alırsa sanırım kısa öykülerde karar kılacak. Öykülerinin kahramanları sıradan insanlar ama nefes alan, sokakta her an karşımıza çıkabilecek kişiler. İyi bir gözlemci olan yazarımız, kişiler ve olaylarla ilgili hiçbir ayrıntıyı kaçırmıyor. Dilindeki pürüzleri giderip uzun cümlelerden, abartıdan, gereksiz süslemelerden kaçınırsa edebiyatımız nitelikli bir öykü ustası kazanacak demektir. Bu parçada, sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Eserleriyle ilgili eleştirileri dikkate aldığına | |
Kısa öykülerinde daha başarılı olduğuna | |
Ayrıntıları görebilen iyi bir gözlemci olduğuna | |
Dilinde ve anlatımında kusurlar bulunduğuna | |
Öykülerini bir kitapta topladığına |
Soru 15 |
Sanatın etkisi içinden çıktığı toplumu anlatmasından gelir. Sanatçı ---- Çünkü o zaman her şeyi içinde yaşadığı düzensiz doğadan taklit etmiş olurdu. Oysa sanatçı çoğu zaman doğadan aldığını tanınmayacak hâle getirecek kadar yeteneklidir. Çünkü sanatçı doğadan aldığını kendi duygu, düşünce ve içsel yaşantısını ekleyerek ortaya koyar. Böyle olduğu için de insanlar üzerinde etkisi büyüktür. İnsanı duygu ve düşünce yönünden değiştirmeyi başarabilmektedir. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
evrensel konuları işlemezse insanlara yararlı olamaz | |
bir fotoğrafçı olmadığı için gördüğünü aynen vermemelidir | |
özgün bir anlatıma sahip olmadıkça toplumsal yapıyı değiştiremez. | |
var olan toplumsal yapıyı olduğu gibi yansıtmasaydı birey ve toplumu etkilememesi gerekirdi. | |
anlatacaklarını özgürce seçmedikçe kalıcı olamaz. |
Soru 16 |
Fabrika dumanlarında resmin Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun Hatırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun Bu parçada, aşağıdaki ses olaylarından hangisi vardır?
Ünlü düşmesi | |
Ünsüz türemesi | |
Ünlü daralması | |
Ünsüz değişimi | |
Ünsüz benzeşmesi |
Soru 17 |
Yalnızlığı konu alan romanıyla yayın dünyasına sessiz sedasız giren yazar, kıvrak dili, ilginç benzetmeleri ve sıra dışı üslubuyla yazınımızın taşlarını yerinden oynattı. Bu cümledeki “yazınımızın taşlarını yerinden oynatmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Değişik yöntemlere başvurmak | |
Yapıtıyla ses getirmek | |
Alışılmışın dışına çıkmak | |
Dilin kurallarına uymamak | |
Yazınımıza canlılık kazandırmak |
Soru 18 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylem, “değişerek yeni bir görünüm kazanma” anlamı taşımaktadır?
Resim yaparak yaşamını zenginleştiriyor. | |
Çok çalışmaktan elleri nasırlaşmıştı. | |
Durmadan, telefonda biriyle görüşüyor. | |
Yaşamda ne tuhaf şeylerle karşılaşıyoruz | |
Hangi kitabın okunacağı konusunda anlaştık. |
Soru 19 |
Öykücü, her yapıtında okuyucuyu yeni tatlarla buluşturduğu için çok seviliyor, çok okunuyor. Bu cümledeki “okuyucuyu yeni tatlarla buluşturmak” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisi olamaz?
Hiç değinilmemiş konulara el atmak | |
İşlenmemiş, ilginç olayları öyküleştirmek | |
Daha önce karşılaşılmayan tipler yaratmak | |
Özgün anlatım yollarına başvurmak | |
Evrensel temaları ele almak |
Soru 20 |
Köşe yazarı, yalnızca günlük olaylara yorum getiren, “günü” aşamayan veya günün ötesine geçemeyen kişi değildir. O, bugünü anlatırken dünle yarını birleştirir. Bugünün olaylarını yorumlarken dünden ilham alarak yarına ışık tutmasını bilir. Köşe yazarı bu sentezlemeyi yaparken kalıcı ve etkileyici olmayı da hedeflediğinden diline çeki düzen verir. İlginç benzetmeler, canlı örnekler ve bilimsel verilerle güçlendirir anlatımını. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
Köşe yazarı, yazarken nasıl bir yol izler? | |
Köşe yazarının günlük olaylara yaklaşımı nasıldır? | |
Köşe yazarı olabilmek için ne gibi nitelikler taşımak gerekir? | |
Köşe yazarının ayırt edici özellikleri nelerdir? | |
Köşe yazarı, nasıl bir dil ve anlatıma başvurur? |
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, sonuçlarınız gösterilecektir.
teknoki.net
Liste |