Atatürk İlkeleri
Atatürkçülük olarak adlandırılan düşünce sisteminin temellerini oluşturan ilkeler bir program halinde yürürlüğe konmuş; Cumhuriyet Halk Partisi Kongresi’nde parti programı haline getirilmiş, 1937’de ise Anayasa’ya alınmıştır.
1) Cumhuriyetçilik:
- Cumhuriyet bir yönetim biçimidir. Halkın kendi kendisini yönetmesi şeklidir. Milli egemenliğe dayalı devlet sistemidir. Hürriyet, eşitlik ve yönetime katılmanın güvencesidir. Baskı, şiddet ve sınıf ayrıcalıklarının olmadığı devlet yönetimidir. Cumhuriyetçilik ilkesi milli egemenlik, bağımsızlık, milliyetçilik ve halkçılık ilkeleriyle bir bütün oluşturur. Mustafa Kemal cumhuriyetçilik ilkesini tüm siyasi tartışmaların dışında tutmuştur. Bu durum aynı zamanda Anayasa’nın değişmez hükümleri arasında da yer almıştır.
Cumhuriyete geçiş için yapılan hazırlıklar:
- Amasya Genelgesi’nin yayımlanması.
- Erzurum ve Sivas kongrelerinde “ulusal egemenlik” doğrultusunda kararlar alınması.
- TBMM’nin açılması.
- Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun hazırlanması.
- Saltanatın kaldırılması.
- İkinci TBMM’nin açılması.
Cumhuriyetçilik ilkesi doğrultusunda yenilikler:
- Cumhuriyetin ilan edilmesi.
- Halifeliğin kaldırılması.
- 1924 Anayasası’nın hazırlanması.
- Hukukta laikliğe geçilmesi.
- Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması.
- Çok partili hayata geçilmesi.
Not: Kuruluş şekli cumhuriyet de olsa, gerçek anlamda demokratik bir rejimin kurulmadığı durumlarda milli iradenin tam olarak yönetime yansıması mümkün değildir. Örneğin, Çin Halk Cumhuriyeti, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği veya Mısır Arap Cumhuriyeti gibi devletlerde, yönetim mekanizmasının kuruluş şekli cumhuriyet olmasına rağmen, rejim demokratik değil, daha ziyade oligarşik bir niteliktedir. Bu nedenle, tam bir cumhuriyet yönetiminin kurulabilmesi için halkın istek ve görüşlerinin doğrudan yönetime yansıması gerekir. Halkın istek ve görüşlerinin yönetime yansımasının yolu ise çok partili ve özgür bir siyasi ortamın varlığını gerektirir. İnsanların düşüncelerini özgürce dile getirme haklarının baskı altında olduğu hiçbir yönetim demokratik değildir.
2) Milliyetçilik:
- Fransız İhtilali ile ortaya çıkan bir düşünce sistemidir. Ulusal birlik ve bütünlüğü sağlama ve sürdürmeyi amaçlar. Dil, ülkü, kültür, tarih ve vatan birliğine dayanır. Milli varlığın korunması ve sürdürülmesi için dil, kültür ve vatan birliği olan tüm fertlerin birlikte, ortak hedefler doğrultusunda çalışmasını öngörür. Milliyetçilik ilkesinin gerçekleşebilmesi için tam bağımsızlığın sağlanması zorunludur. Bu nedenle bağımsızlık ilkesi milliyetçiliği bütünler.
Milliyetçilik ilkesine göre, ulusun tüm bireyleriyle;
- amaç, kader, kültür ve dilde ulusal bilince varması,
- ülke ve ulus bütünlüğü için birlikte çalışması ve eyleme geçmesi,
- yönetimde, ekonomide, iç ve dış politikada, kültürde bağımsızlık doğrultusunda gelişmeye ve çağdaşlaşmaya katkıda bulunması gerekir.
- Mustafa Kemal’in milliyetçilik anlayışına göre bütün fertler bir bütündür; sınıf ayrıcalığı ve ırk üstünlüğü yoktur. Mustafa Kemal’in milliyetçilik düşüncesi bu yönüyle Faşizm ve Nazizm’den ayrılır. Akılcı, barış yanlısı ve insancıldır. Ulusal çıkarları savunur; fakat, başka ulusların varlık ve çıkarlarına da saygı gösterir. Yabancı sermayenin ulusal çıkarlar doğrultusunda kullanılmasına karşı değildir. Fakat, ülke ekonomisinin yabancı sermayenin denetimine geçmesine de izin vermez.
Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan yenilikler:
- Türk Tarih Kurumu’nun kurularak, Türklerin kurdukları uygarlıkların araştırılması ve insanlık tarihine yaptıkları katkının açığa çıkarılması.
- Türk Dil Kurumu’nun kurularak, Türk dilinin inceliklerinin ve öz kaynaklarının araştırılması.
- Milli ekonomiye geçilerek, yabancı işletmelerin millileştirilmesi.
3) Halkçılık:
- Toplumsal barışı sağlamayı, sınıf ayrıcalığını önlemeyi, halkın temel sorunlarını çözmeyi ve devlet yönetimine katılmada tüm bireylere eşit imkanlar tanımayı hedefler. cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerinin doğal sonucudur.
Halkçılık ilkesinin gerekleri şunlardır:
- Hukuk kurumlarının eşitlik ilkesine bağlılığı.
- Devlet imkanlarının kullanımında adaletin korunması.
- Herkese eğitim ve yönetime katılmada fırsat eşitliği tanınması.
- Gelir dağılımında denge sağlanması.
- Toplumsal gruplar arasındaki ayrıcalıkların kaldırılması.
- Köylüye üretim kolaylığı sağlanması.
- Sosyal devlet anlayışının anayasal çerçevede yürürlüğe konması.
Halkçılık ilkesi doğrultusunda yapılan yenilikler:
- Soyadı Yasası’nın kabulü.
- Kadınlara, yönetime katılma hakkı tanınması.
- Aşar vergisinin kaldırılması.
- Devlet yatırımlarının ve sosyal hizmetlerin yaygınlaştırılması.
- Vatandaşların tüm devlet hizmetlerinden faydalanmasında eşitlik sağlanması.
4) Laiklik:
- Hukuk kurallarının dine değil, akıl ve pozitif bilime dayanmasıdır. Din ile devlet işlerinin ayrılmasını gerektirir. Laiklik tüm siyasi tartışmaların dışında tutulmuş, bu durum Anayasa’nın değişmez maddeleri arasında da yer almıştır.
Laiklik ilkesi doğrultusunda yapılan yenilikler:
- Halifeliğin kaldırılması.
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulü.
- Medreselerin kapatılması.
- Evkaf ve Şer’iyye Vekaleti’nin kaldırılması.
- Medeni Kanun’un kabulü
- Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun’un kabulü.
- Kıyafet değişikliği.
- Tekke ve zaviyelerin kapatılması.
- Yeni alfabenin kabulü.
- Anayasa’daki “Devletin resmi dini İslam’dır” maddesinin kaldırılması.
- Laikliğin Anayasal hüviyete kavuşturulması.
5) Devletçilik:
- Özel sektörün güç yetiremediği ağır sanayi yatırımlarının devlet eliyle gerçekleştirilmesi sistemidir. Özel teşebbüse karşı değildir. Hızlı kalkınma ve halkın temel ihtiyaçlarını çözümleme amacına yöneliktir. Devletçilik ilkesi halkçılık ilkesiyle bir bütün oluşturur. Devletçilik ilkesi doğrultusunda Planlı Ekonomi‘ye geçilmiş; büyük fabrikalar, bankalar ve üretme çiftlikleri kurulmuştur.
6) İnkılapçılık:
- Toplumsal kurumların ve devlet düzeninin belli bir süreçte değiştirilmesi ve modernleştirilmesi düşüncesine açık olmadır. İnkılapları koruma ve sürdürmeyi amaçlar. Mustafa Kemal’in inkılapçılık anlayışı durağan bir nitelikte değildir. Günün gereklerine göre değişmeye ve gelişmeye açıktır.
- Monarşiden cumhuriyete geçiş,
- Hukuk sisteminin yeniden düzenlenmesi,
- Dil ve yazıda yapılan devrim,
- Yaşam tarzının değiştirilmesi,
- Tarım, ticaret, sanat gibi alanlarda modern esasların alınması inkılapçılık ilkesinin göstergelerindendir.
Bütünleyici İlkeler:
a) Özgürlük ve bağımsızlık: Kurtuluş Savaşı’nın başlarında halkın Milli Mücadele Dernekleri ve Kuva-i Milliye Cepheleri kurması özgürlük ve bağımsızlık ilkelerinin halk tarafından benimsendiğinin göstergeleridir. Milli egemenliğe dayalı ulusal bir devletin kurulması öncelikle tam bağımsızlığın sağlanmasıyla mümkündür.
b) Milli egemenlik: Cumhuriyetçilik ilkesini bütünler. Demokratik bir devlet düzeninin kurulmasının ön şartıdır. Halk iradesinin yönetime tam olarak yansımasını gerektirir.
c) Milli birlik ve bütünlük: Milliyetçilik ilkesinin doğal sonucudur. Ulusal çıkarların korunması, güçlü bir ulusal devletin kurulması, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yönlerden toplumun ulusça kalkınabilmesi için birlik ve beraberliğin sağlanması gerekir.
d) Çağdaşlık: İnkılapçılık ilkesini bütünler. Tüm yönlerden modern bir toplumun oluşturulmasını ve Batı uygarlığının yakalanmasını hedefler.
e) Barış: Uluslararası sorunların barış yoluyla çözümlenmesini hedefler. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinin uluslararası ilişkilerde uygulanmasıdır.
f) Akılcılık ve bilimcilik: Laiklik ve cumhuriyetçilik ilkelerini bütünler. Rasyonel bilim ve pozitif düşünceyi devlet ve toplum hayatına egemen kılmayı hedefler.
g) İnsancılık ve insan sevgisi: Yapılan inkılapların hümanist karakterini yansıtır. Tüm düzenlemelerin halka refah sağlamasını ve insanlar arasında sevginin artırılmasını hedefler.